TechXtile Start-Up Challenge Programı 4.Kez Başlıyor !

Bu sene dördüncüsünün  başladığı TechXtile Start-Up Challenge programı  tekstile uygulanabilen teknolojileri sanayi ile buluşturmak, ticarileştirmeyi sağlamak ve Türkiye ekonomisine daha fazla katma değer sağlayacak teknogirişim kazandırma amacını taşıyor.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) yürütücülüğünde  2008 yılından beri ARGE Proje pazarı olarak gerçekleştirilen program, 2019 yılı itibariyle TechXtile Start-Up Challenge programına dönüştürüldü. Bu dönüşümle multidisipliner hale gelen tekstil sektörünün dünyada hızla değişen teknolojiyi yakalaması, nitelikli teknogirişim fikrine sahip kişilerin fikirlerini olgunlaştırıp büyüme potansiyeline sahip; uygulanabilir, ölçeklenebilir, satılabilir girişim haline gelebilmesi için gerekli desteklere ulaştırılması hedefleniyor.

Başvuruların kapanmasını takiben girişimcilik eğitimleri alan katılımcılar ön elemeden geçerler. Ön eleme sonrası yarı final hazırlıkları için  pitching eğitimiyle süreç devam eder. Yarı Final sonrası finale kalan girişimler belirlenir  ve birebir mentorluk görüşmeleri başlar. Ödül töreni öncesi sunum yapacak girişimler için advanced pitching eğitimi verilir.

Türkiye’nin çeşitli sektörlerden girişimcilik alanında lider kanaat önderleri, sanayiciler, iş insanları, yatırımcılardan, profesyonel yöneticilerden oluşan önemli isimlerin jüri olarak yer aldığı programda girişimciler  projelerini sunma ve network imkanına kavuşurlar.

Yarışma başvuruları iki kategoriden biriyle yapılır:

Level Up | Fikir Aşaması Girişimci Kategorisi (Bireysel veya Ekip Girişimciler, Akademisyenler, Girişimci Adayları)

Henüz fikir aşamasında, müşterisinin beklentilerini temel seviyede karşılayacak ürünü ya da hizmeti geliştirmekte olan girişimcilere yöneliktir. Bu kategoride amaç yenilikçi ve ticarileşme potansiyeli olan iş fikirlerinin ürüne dönüşüm sürecini desteklemektir.

Scale Up | Ürün & Hizmet Geliştirmiş Girişimci Kategorisi (Bireysel veya Ekip Girişimciler, Start-Up Şirketler, Akademisyenler)

Fikir aşamasını geçmiş, ticarileşme ve ölçeklenme potansiyeline sahip ürün veya hizmeti geliştirmiş girişimciler yarışır. En önemli gereklilik, girişimcilerin programa başvurmadan önce halihazırda girişimlerini kurmuş olmasıdır. Bu kategoride amaç, potansiyeli olan erken aşama girişimlerin Ürün/Pazar uyumluluğu keşif süreçlerini ve network kurmalarını destekleyerek pazarda başarılı olmalarını sağlamaktır.

Ayrıntıları yarışma şartnamesinde yer alan değerlendirme esasları; yapılabilirlik, satılabilirlik, ölçeklenebilirlik, iş fikrinin teknoloji ve yenilikçi(inovasyon) boyutu, ekibin kapasitesi; yetkinliği ve deneyimi  kriterlerinden oluşur.

Her iki kategoride  finalistlere verilen değerli ödüller yarışma şartnamesinde detaylı yer almakla birlikte, kadın girişimciliği  teşvik etmek ve  daha fazla kadın iş insanının ekonomiye kazandırılması amacıyla Techxtile başvurusu yapan kadın girişimciler arasından, mevcutta şirketi varsa veya yeni şirket kurulacaksa; %50 ve üzerinde hissedarlığı olan girişimler için Kadın Girişimci Özel Ödülü ayrıca veriliyor.

Dev bir yarışma atmosferinde network imkanı ve değerli ödüller sunan TechXtile Start-Up Challenge Programı girişimcileri  iş dünyasından destekler kazanmaya ve  TechXtile deneyimi yaşamaya davet ediyor.

YARATICILIK VE İNOVASYON ÜZERİNE

Moda endüstrisinde başarının temel bileşenlerini yenilik ve yaratıcılık olarak görüyoruz. Teknoloji bugün yenilik için çok sayıda seçenek sunuyor. Hayatın bir parçası haline geldi ve her şeyi anında deneyimlemeyi sağlıyor. Sonuç olarak, moda endüstrisi son yıllarda önemli bir dönüşüm yaşıyor; dijital showroomlar, dijital tasarım ve sanal podyum gösterileri günlük moda işletmelerinin bir parçası haline geldi, ancak bunun için zihniyette bir değişim gerekiyor.

Teknoloji sürekli olarak daha akıllı hale gelirken, hala insanın ders alması gerektiğini hatırlamak önemlidir. Sadece insanda yaratıcılık ve hayal gücü var. Sadece yıkıcı teknolojiye sahip olmak yeterli değil! Girişimcilerin onu sanayileştirmesi, ticarileştirmesi, dünya ve tüketiciler için erişilebilir hale getirmesi gerekiyor.

Gucci Başkanı ve CEO’su Marco Bizzarri’nin dediği gibi, “Herkes teknolojiyi kopyalayabilir ancak yaratıcılık insanlardan gelir”.

Moda endüstrisinde başarılı olmak ve pazar payı kazanmak için hem yaratıcılık hem de yenilik çok önemlidir. Her şey ikisi arasında doğru dengeyi seçmek ile ilgilidir. Bir şirketin varlığını sürdürebilmesi için  hâlâ kullanılmayan potansiyellerle dolu bu dünyaya uyan, bir gelecek amacı belirlemesi gerekir. Bir marka olarak, kültürel bağlayıcı olmanız ve topluluklar içinde işbirliğine odaklanmanız gerekir.

İhtiyaç-Problem

Yaratıcılığı ihtiyaçlar tetikler,  İnsan, yaratıcı tezahürlerini bireysel özlemleri, düşünceleri  idealleştirmesiyle gösterir. İhtiyaç, bilgi arayışını, problem çözmeyi ve tatmini harekete geçiren motive edici bir faktördür, Santis ve Lobach’a göre  “İnsanın davranışı aynı zamanda çok sayıda ve çeşitli ihtiyaçlar tarafından yönlendirilir.  “Gereklilik tatmin arar; amaç, fikirden veya görselleştirmeden gelen bir şeyi elde etmek için kendiliğinden olan iradedir. Amaç, ulaşılabilen veya ulaşılamayan bir şeyi elde etme arzusundan oluşur. İhtiyaçlar ve istekler, teknolojinin, bilgi araçlarının ve ekonomik gelişmenin evrimine eşlik eder.

Lobach tasarımın, bulunan çözümü somut hale getirmek için fikirleri, yeniliği, eskizleri, örnekleri, modelleri içeren problem çözmeyi içeren sistematik bir tasarım, plan veya yöntemden oluştuğunu belirtir.

Yüzyıllar boyunca, evrimdeki ihtiyaçlara araçların, yöntemlerin ve sistemlerin gelişimi eşlik etti. Araştırma ve olaylar yoluyla sürekli evrim, yenilikçi yaratıcılığın kilit bir rol oynadığını göstermektedir. İnsanın yaratıcı sürecinin gelişimi aynı zamanda çeşitli başarısızlık hikayeleri, hayal kırıklıkları, yaratıcılık ve yenilikçilik sorunlarına işaret etmiştir; birçok araştırmacı yaratıcı ataletten, fikirleri açığa çıkarmada zorluktan, korkulardan ve yenilik eksikliğinden ve hatta çözülemez görünen sorunlardan etkilenmiştir.  Bu sorunlara rağman yaratıcı süreç, kaynak geliştirme için önemli bir araç haline geldi ve yaratıcı sürecin teşviki ve organizasyonu, Tasarım Düşüncesi, Tasarım Metodolojisi ve Yaratıcı Problem Çözme Teorisi gibi teoriler, teknikler ve araçlar incelenmektedir. Bu teknikler tekstil ürünlerinin geliştirilmesi için uygulanır.

Ostrower ,  anlama, özümseme, yapılandırma ve anlamlandırma yeteneğinin yaratıcı eylem olduğunu belirtir. Yaratma, anlamı kavramak ya da yeniden tanımlamak, yeni bir anlam vermek, yeni bir pratik vermek, bir nesneyi farklı bir vizyonla algılama yeteneği için insan zihni ile nesne arasında yeni bir ilişki kurmanın bir yoludur. Biliş (gerçeklerin bilgisi), zeka(mantıksal düşünme, iletişim, bilgi, duyarlılık, problem çözme, duygusal kontrol vb. ) ve yenilik (bilinmeyen bir şey yaratmak) yaratıcı sürecin birleşimidir.

Yenilik yapma yeteneği ise iyi bir tekstil mühendisi ile sıradan bir mühendis arasındaki farkı yaratan çok önemli bir özelliktir. Yüksek öğrenim, endüstriye mühendisler, karmaşık teknolojileri yönetebilen uzmanlar sağlar. Modern tekstil şirketinin dinamikleri, fırsatları tahmin edebilen, orijinal ürünler tasarlayabilen, yeni fikirlere ve girişimlere sahip vb. yaratıcı mühendisler gerektirir.

Yaratıcılığı geliştirmek için ana yöntemler

  1. Osborn yönü – amaç psikolojik ataleti azaltarak takım çalışmasını daha verimli hale getirmektir.

Motivasyon içeren  yöntemler: beyin fırtınası, sinektik, FDM (Temel Tasarım Yöntemi), altı düşünce şapkası

  1. Altshuller (TRIZ) yönü – amaç teknik patentleri kullanmaktır. Yeni fikirler üretmek için veri tabanından yararlanır.

Yöntemler: fiziksel/teknik çelişkileri belirleme ve çözme, zıt bir deney yapmak, evrim kalıplarını kullanmak, ideal bir model oluşturmak, mevcut kaynakları kullanmak,  sistem ve çevresinde nasıl üretileceğinin belirlenmesi ve gözlenen fenomen önemlidir.

  1. Miles & Ishikawa yönü – amaç, yaratma sürecine uygulamak için mevcut tüm bilgileri yeniden yapılandırmaktır.

Yöntemler: Değer mühendisliği, morfolojik analiz, QFD (Kalite Fonksiyonu Dağıtımı), kılçık diyagramı.

 

Bir mühendis, birey  olarak ya da bir ekibin parçası olarak çalışabilir. Ekipler, yaratıcı çözümlere ve yeniliklere daha kolay ulaşabilirler.

Birlikte çalışmayı öğrenin ve “kullanıma hazır” durumu uygulayın. Güçlü bir yaratıcılık kültürüne sahip bir şirkette, yenilikçi ürünler, süreçler ve idari faaliyetler için yeni fikirler arayan birkaç inovasyon ekibi yer alır.

İletişimden ve sosyal değişimlerden gelen yeni tüketici tipini karşılamak için üreticiler, teknolojik kumaşlara uygulanabilecek değerler yaratarak mevcut ihtiyaçları işlevsellik ve estetikle uyumlu hale getirmeye çalışırlar.

Bir markanın tüketicilerin NE, NEDEN, NASIL ve NEREYE odaklandığını anlaması gerekir. Ürün amacını göz önünde bulundurarak, yeni fikirlerle engelleri aşarak ve gezegenimizin daha iyi bir geleceği için yaratıcı ve yenilikçi sınırları zorlayarak, kolektifin pozitif gücünü yaratan modern ve otantik bir ruhla tüketicilere ulaşabilirsiniz.

 

KAYNAK

DOKUMA TEZGAHLARINDAN AKILLI TEKSTİLLERE TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜM

‘Tekstil’ terimi, ‘dokumak’ anlamına gelen ‘texere’ kelimesinden gelen Latince bir kelimedir. Tekstil, iplik olarak bilinen doğal veya yapay liflerden bir ağdan oluşan esnek bir malzemeyi ifade eder. Dokuma, örme, tığ işi, düğümleme ve liflerin birlikte preslenmesi ile tekstiller oluşturulur.

İngiltere’de 18. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkan Sanayi Devrimi, önce pamuklu dokumacılık alanında başladı. Pamuklu dokumacılığın iki bölümünden birini oluşturan iplik eğirme, asırlar boyunca basit el iğleri ile yapılmıştır. Avrupa’da Rönesans döneminde iplik üretimini kolaylaştıran çıkrık modelleri yapılmakla birlikte 18. yüzyıla kadar iplik üretiminde köklü bir artışı gerçekleştirecek bir teknolojik yenilenme olamadı (Leonardo’nun da iplik eğirme makinesi konusunda tasarımları olmuştu).

Pamuklu dokumadaki devrim, iplik eğirme teknolojisinden önce, dokumacılığın diğer bölümünü oluşturan dokuma teknolojisinde oldu. Bu teknolojiyi yaratan İngiliz John Kay’dir. ve mekik atma işlemini otomatikleştirerek üretimi hızlandıran “uçan mekik” i (flying shuttle) yaratmıştır.

  • Sanayi devrimini 1733’te uçan mekik’in başlattığını söyleyebiliriz.

Dokuma teknolojisinin ve üretiminin gelişmesi karşısında, iplik eğirme teknolojisinin geriliği ve yetersizliği, bu kez çabaların iplik eğirmenin makineleştirilmesine yönelmesine yol açmıştır. Çünkü mevcut iplik üretimi, dokuma üretiminin kapasitesini karşılayamıyordu.

Marangoz ve dokumacı James Hargreaves, 1764 yılında, Eğirici Jenny (spinning Jenny) adını verdiği (Jenny kızının adıydı) eğirme makinesini yaptı. Bu makinenin kolunu çeviren tek bir eğirici aynı anda sekiz ipliği eğirebiliyordu. Yani sekiz eğiricinin yaptığı işi aynı anda yapmış oluyordu. 1765’te makinesini üretip sattığında, işsiz kalmaktan korkan eğiriciler, Hargreaves’in evine saldırdılar ve makinelerini kırdılar. Hargreaves, Lancashire’dan Nottingham’a kaçmak zorunda kaldı. Ancak makinesi her şeye rağmen hızla yayıldı. Hargreaves 1778’de öldüğünde İngiltere’de 20.000’den fazla makinenin evlerde kullanımda olduğu tahmin edilmektedir. Daha sonra daha teknolojik mekanik dokuma tezgahları geliştirildi.

İngiltere’deki mekanik dokuma tezgâhı sayısı 1813’te 2400 iken, 1820’de 12150, 1829’da 45500 ve 1833’te  85000 olmuştu.

  1. yüzyılın sonuna dek, dokuma teknolojisinde makineleşme ve otomatikleşme sürekli gelişmekle birlikte,  19. yüzyılın başlarından itibaren buhar enerjisinin ve buhar makinesinin fabrikalara girmesiyle Sanayi Devrimi, gerek üretim tarzı, gerekse üretim ölçeği bakımından büyük bir dönüşüm geçirdi ve bu dönüşüm yalnızca teknolojik sonuçlar üretmekle kalmadı, büyük toplumsal değişimlere de yol açtı.

Sanayi Devrimi’nin aktörü tekstil, günümüzde teknolojik değişimlere yol açmaya devam ediyor. Bugünlerde ise her şey akıllıca. Akıllı telefonlarımız, akıllı saatlerimiz, akıllı evlerimiz ve çok daha fazlası var. Peki ya kıyafetlerimiz akıllıysa? Akıllı tekstiller, kullanıcıya ek fayda sağlayacak teknoloji ile oluşturulmuş kumaşlardır. Örneğin, telefonunuzu kontrol eden bir ceket veya kalp atış hızınızı izleyen bir gömlek. Bu yeni teknolojide olasılıklar sonsuzdur.

Elektronik tekstillerden bahsetmeden akıllı tekstillerden bahsetmek mümkün değil. Elektronik tekstiller, içinde bazı dijital veya elektronik bileşenler bulunan kumaşlardır. Akıllı tekstiller ile elektronik kumaşlar arasındaki fark, akıllı tekstillerin aslında onlara bir faydası olması, onu giyen kişiye bir şekilde fayda sağlaması gerektiğidir.

Şu anda satın alınabilen ve akıllı tekstillerin kullanıldığı  ürün olarak CuteCircuit’s Hug gömleği örneğini verebiliriz. Sarılma gömleği, insan kucaklama hissini yeniden yaratan bir gömlektir. Yani birinden uzaktaysanız, gömlek giyen birine sarılmak için bu uygulamayı kullanabilirsiniz. Tişörtün içindeki akıllı kumaşlar sizi herhangi bir arkadaşınız kadar sıkıştıracak. Bu ürün, pandemi ve sosyal mesafe zamanında giderek daha fazla ilgi görüyor.

Akıllı tekstil kumaşı, geleneksel pamuk, polyester ve naylondan entegre işlevselliklere sahip gelişmiş Kevlar’a kadar değişen malzemelerden yapılabilir. Önemli olan kumaşın elektriksel iletkenliğe sahip olmasıdır.

Akıllı kumaşlarla ilgili çok fazla araştırma yapılıyor ve gelecekte tasarımcılar yaşamsal belirtileri, yorgunluğu, tehlikeli maddeleri ve çok daha fazlasını izleyebilen akıllı kumaşlar üretecek. Görünüşe göre eninde sonunda kıyafetlerimiz bizden fazla şık olacak.

Akıllı tekstiller, nanoteknoloji, malzeme bilimi, giysi tasarımı, elektronik ve bilgisayar mühendisliği gibi çeşitli araştırma disiplinleriyle işbirliği içinde oluşturulur.

Küresel olarak, akıllı tekstil pazarı genişliyor ve çok fazla umut vaat ediyor.

 

Kaynak: https://www.textileschool.com/182/history-of-textiles-ancient-to-modern-fashion-history/